GEZİ YAZISI (SEYAHAT NAME) NEDİR
Gezi yazısı edebiyatta gezilip görülen yerler hakkında yazılan yazılardır. Kişi gezi esnasında birçok yer görür, birçok insanlatanışır; bunları hafızada tutmak güç olacağından geziesnesında not alınır ve gezi yazılarında bunlar hikaye edilir. Geziyazısında yazar daima gezdiği yerleri anlatmalı, uydurma, yanlış bilgiler vermemelidir. Gördüklerini okuyucunun daha iyi algılaması için, karşılaştırma yapar. Okur sanki o yerleri yazarla birlikte gezer gibi olur.
Eski edebiyatımızda gezi yazısına seyahatname denir. Bu alanda Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi ünlüdür. Ancak asıl gezi yazıları Avrupa’ya açılma döneminde görülmeye başlanmış, gidieln Avrupa şehirleri ile ilgili yazılar yazılmıştır. Namık Kemal, Ziya Paşa bunların başında gelir.
Gezi yazısı edebiyatta gezilip görülen yerler hakkında yazılan yazılardır. Kişi gezi esnasında birçok yer görür, birçok insanlatanışır; bunları hafızada tutmak güç olacağından geziesnesında not alınır ve gezi yazılarında bunlar hikaye edilir. Geziyazısında yazar daima gezdiği yerleri anlatmalı, uydurma, yanlış bilgiler vermemelidir. Gördüklerini okuyucunun daha iyi algılaması için, karşılaştırma yapar. Okur sanki o yerleri yazarla birlikte gezer gibi olur.
Eski edebiyatımızda gezi yazısına seyahatname denir. Bu alanda Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi ünlüdür. Ancak asıl gezi yazıları Avrupa’ya açılma döneminde görülmeye başlanmış, gidieln Avrupa şehirleri ile ilgili yazılar yazılmıştır. Namık Kemal, Ziya Paşa bunların başında gelir.
GEZİ YAZISININ ÖZELİKLERİ
- Gezi yazılarında, gezilip görülen yerin bütün özellikleri ele alınır.
- Gezilen yerin özellikle tarihî, coğrafî, tabiî ve sosyal nitelikleri belirgin şekilde anlatılır.
- Gezi yazılarında gezginin dikkatini çeken ve farklı bir özellik gösteren insanlar, tarihî ve tabiî güzellikler, farklı kültürler gibi konular güncel olaylarla da bütünleştirilerek edebî bir üslupla yazıya geçirilir.
- Gezi yazılarında ayrıca yörenin dil, din, inanç, âdet, gelenek, görenekleri incelenir. Bölgedeki insanların düşünce yapısı ortaya konur.
- Bölge, okuyucunun daha iyi anlaması açısından başka bölgelerle kıyaslanır.
- Yazar, gezisi esnasında birçok yer görür, birçok insanla tanışır; bunları hafızasında tutmak zor olduğu için gezi esnasında kısa notlar alır ve bunları hikâye eder.
TANINMIŞ SEYAHAT NAMELER
- Evliya Çelebi Seyahatnamesi
- Piri Reis'in Kitab-ı Bahriyesi
- Seydi Ali Reis'in Mir'at-ül Memalik'i
- Ahmet Haşim'in Frankfurt Seyahatnamesi
- Mustafa Said Bey'in Avrupa Seyahatnamesi
- Ömer Lütfi'nin Ümit Burnu Seyahatname
- Abdurrahmah Efendi'nin Brezilya Seyahatnamesi
- Mehmed Hurşid Paşa'nın Seyahatname-i Hudud'u
- Nabi'nin Hicaz Seyahatnamesi
- Şirvanlı Ahmed Hamdi Efendi Seyahatnamesi
- Ubeydullah Efendi'nin Amerika hatıraları
- Yirmisekiz Mehmed Çelebi'nin Fransa Sefaretnamesi
GEZİ YAZISININ GELİŞİMİ
Gezi türünün ilk önemli yazarı, Venedikli ünlü gezgin Marco Polo (1245-1324)’dur. Marco Polo, Yakın Doğu ve Orta Asya ülkelerini kapsayan uzun bir yolculuğa çıkmış, gözlemlerini anlatan bir eser yazmıştır.
Gezi türünün ilkleri arasında gösterebileceğimiz bir diğer yazar ise, ünlü Arap gezgin İbni Batuta (1304-1369)’dır. İbni Batuta Anadolu, Harezm, Maveraünnehir ve Horasan’ı dolaşmış, oralarda yaşayan Türklerin yaşayış ve geleneklerine dair gözlemlerini anlatan bir eser yazmıştır.
Gezi türünün ilk önemli yazarı, Venedikli ünlü gezgin Marco Polo (1245-1324)’dur. Marco Polo, Yakın Doğu ve Orta Asya ülkelerini kapsayan uzun bir yolculuğa çıkmış, gözlemlerini anlatan bir eser yazmıştır.
Gezi türünün ilkleri arasında gösterebileceğimiz bir diğer yazar ise, ünlü Arap gezgin İbni Batuta (1304-1369)’dır. İbni Batuta Anadolu, Harezm, Maveraünnehir ve Horasan’ı dolaşmış, oralarda yaşayan Türklerin yaşayış ve geleneklerine dair gözlemlerini anlatan bir eser yazmıştır.
örnek bİr gezi yazısı
TARiHi YARIM ADA GEZİ ROTAM
TOPKAPI SARAYI..
Tarihi Yarımada'yı keşfe çıkarken ilk adres Topkapı sarayı Sade İstanbul'un değil yükselme döneminde üç kıtanın yönetildiği bu saray günümüzde İstanbul'un ve Türkiye'nin en fazla ziyaret edilen müzesi olma özelliğini koruyor. Şehrin ev sahipliği yaptığı tüm imparatorlukların ruhu bu sarayda gizli. Karşısında Ayasofya birinci avlusunda Aya İrini ve avlunun önünde İstanbul'un en güzel i Sultan 3.Ahmet paşa çeşmesi burada. Toplamda 700.000 m2'lik bir alana sahip olan sarayı 7 farklı kapısı bulunuyor. Saray bahçesinin bir kısmı günümüzde Gülhane Parkı 'nın sınırları içerisinde kalıyor. Yine sahilde olan Sepetçiler Kasrı'da aslında sarayın bir parçası. Çok sayıda binadan oluşan Topkapı Sarayı 1856 yılına kadar Osmanlı hanedanına ev sahipliği yapmış. Günümüzde sarayın odaları sergi salonları olarak kullanılıyor. Klasik saray anlayışının dışında olan saray pek çok farklı bölümden oluşuyor.
Sarayın girişinde ilk göreceğiniz yapı Lale Devri'nin padişahı Sultan 3. Ahmet'e ait çeşme idi.mimar Mehmed Ağa tarafından yapılan çeşme İstanbul'un ve belkide dünyanın en etkileyici çeşmelerinden bir tanesi.
TOPKAPI SARAYI..
Tarihi Yarımada'yı keşfe çıkarken ilk adres Topkapı sarayı Sade İstanbul'un değil yükselme döneminde üç kıtanın yönetildiği bu saray günümüzde İstanbul'un ve Türkiye'nin en fazla ziyaret edilen müzesi olma özelliğini koruyor. Şehrin ev sahipliği yaptığı tüm imparatorlukların ruhu bu sarayda gizli. Karşısında Ayasofya birinci avlusunda Aya İrini ve avlunun önünde İstanbul'un en güzel i Sultan 3.Ahmet paşa çeşmesi burada. Toplamda 700.000 m2'lik bir alana sahip olan sarayı 7 farklı kapısı bulunuyor. Saray bahçesinin bir kısmı günümüzde Gülhane Parkı 'nın sınırları içerisinde kalıyor. Yine sahilde olan Sepetçiler Kasrı'da aslında sarayın bir parçası. Çok sayıda binadan oluşan Topkapı Sarayı 1856 yılına kadar Osmanlı hanedanına ev sahipliği yapmış. Günümüzde sarayın odaları sergi salonları olarak kullanılıyor. Klasik saray anlayışının dışında olan saray pek çok farklı bölümden oluşuyor.
Sarayın girişinde ilk göreceğiniz yapı Lale Devri'nin padişahı Sultan 3. Ahmet'e ait çeşme idi.mimar Mehmed Ağa tarafından yapılan çeşme İstanbul'un ve belkide dünyanın en etkileyici çeşmelerinden bir tanesi.
Site değerlendirmesi
değerlendirilecek site:
http://www.istanbul.com/tr
İstanbul'u anlatan bu site ayrıntılı, görsellik bakımından zengin ve güzel hazırlanmış. Alt menülere bakınırsak, ne ararsak bulabiliriz. Sadece İstanbul'a ait bilgiler yerine kurslar,eğitim kurumlar,yemek tarifleri, alışveriş, İstanbul rehberlikleri ve daha sayamayacağımız bir çok şeyi bulabiliriz bu sitede. Sitede anlaşılır bir dil kullanılmış. Noktalama işaretleri, imla kuralları,yazım kurallarına dikkat edilse de bazı yerlerde hatalar yapılmış. İstanbul'un tarihi, İstanbul hakkında bilgilendirici yazılar görmedim. Bu site için bir dezavantaj oluşturuyor insanların gözünde. Oysaki İstanbul gibi büyük bir ili tanıtan yazılar, sunumlar görseller konulabilirdi. Sitede sadece İstanbul'u gezmek isteyenler için bir rehberlik oluşturulacak şekilde hazırlanmış ama gende iyi bir rehber değil. Kısaca benim açımdan site yeniden düzenlenmeli.
BURSAYI ANLATIĞIM SUNUMUM.
GEZİ YAZIM !
BURSA ZAMANI
Bursanın Yüz Ölçümü: 10.882 km²
Bursanın Toplam Nüfusu: 2.730.750
Uzun zamandır görmek istediğimiz Bursa’ya gitmek için bir Pazar sabahı İstanbul’dan 07.00’deki otobüse bindik, 3 saatlik bir yolculukla Bursa terminaline vardık. Otobüs terminali, aynı zamanda renk renk tabelaların olduğu kestane şekeri satan yerlerin yeri diye bileceğimiz bir yer. Terminal çıkışında belediye otobüsleri kalkıyor şehir merkezine. Bunlardan birine binip Ulu Cami merkezine gittik. Hedefimiz öncelikle herkez 'in önerdiği Uludağ eteklerine kurulan Cumalıkızık’a gidip kahvaltı yapmak ve köyü gezmek...
BURSA ZAMANI
Bursanın Yüz Ölçümü: 10.882 km²
Bursanın Toplam Nüfusu: 2.730.750
Uzun zamandır görmek istediğimiz Bursa’ya gitmek için bir Pazar sabahı İstanbul’dan 07.00’deki otobüse bindik, 3 saatlik bir yolculukla Bursa terminaline vardık. Otobüs terminali, aynı zamanda renk renk tabelaların olduğu kestane şekeri satan yerlerin yeri diye bileceğimiz bir yer. Terminal çıkışında belediye otobüsleri kalkıyor şehir merkezine. Bunlardan birine binip Ulu Cami merkezine gittik. Hedefimiz öncelikle herkez 'in önerdiği Uludağ eteklerine kurulan Cumalıkızık’a gidip kahvaltı yapmak ve köyü gezmek...
Bursa 'nın köyü olan Cumalıkızık. Kızık köyleri içinde en çok tanınanı, yerli-yabancı en çok turist çekeni. Bursa şehir merkezinden 90 dakikada bir kalkan 22A otobüsüyle ulaşılabiliyor. Cumalıkızık’ta otobüsten inilen son durak, köyün de başlangıcı. Köyün başında köy ürünlerinin satıldığı tezgahlar sıralanıyor. Arkalarında ise yine köylülerin bahçelerine masalar atarak köy kahvaltısı sundukları evleri uzanıyor. Boş masası olan bir tanesine gidip oturuyoruz hemen. Hemen hemen bir çok köyde olduğu gibi yerel halkın işletmeciliğe soyunduğu yerlerde doğallık arıyorsanız buluyorsunuz ama konfor pek var sayılmaz. Bize sıranın gelmesini beklerken zamanımız kısıtlı olduğunu öğrendik süre uzadıkça biraz canım sıkılsa da keyifli bir kahvaltının da gezinin bir parçası olduğuna ikna edildim. Nihayet, evde yapılmış köy ürünleri, tereyağında yumurta ve çok güzel haşhaşlı-cevizli ekmekle güzel bir kahvaltımızı yaptık. Sonra köyde yürüyüşe çıktık.
Parke taşlı daracık yollarda iki-üç katlı sarı, beyaz, mavi, mor boyalı cumbalı evleri izleyerek köyün tepelerine doğru çıktık. Evlerin bazıları bakım görmüş ve kurtarılmış, bazılarıysa oldukça kötü durumda. Girişteki yerler dışında köyün üstlerinde de bahçe içinde oturulabilecek yerler var hepsi de tıklım tıklım dolu.
Bütün ara sokaklara gire çıka köyü gezip farklı yoldan tekrar meydana geldiğimizde otobüsün kalkmak üzerine olduğunu görünce aceleyle iki ekmek alıp kendimizi otobüse attık. Otobüs diğer kızık köylerinden hemen yandaki Hamamlıkızık içinde bir tur atıp tekrar şehir yoluna girdi. Gördüğüm kadarıyla diğer kızık köyleri geleneksel evlere fazlaca sahip değil. Sanırım bundan dolayı da içlerinde en ünlüsü Cumalıkızık. Köy dönüşü otobüsten yine Ulu Cami civarında inince şehri gezmeye başlıyoruz.
Balibey Hanı: Eski bir yapının restorasyon görmesinden sonra kültür merkezi olarak açılmış. Kubbeli küçük küçük odaların her birinde hat, ebru, çini, rölyef, tezhip, resim gibi eski el sanatlarından biriyle ilgili eserler sergileniyor.
Balibey Hanı’ndan çıkıp Atatürk Caddesi boyunca yürürken Ulu Cami onun yanında Koza Han, eski belediye binası ve aynı caddeden heykele doğru yürüyünce Bursa Kent Müzesi’ne gidiliyor. İpekböcekçiliğinin merkezi Bursa’da Koza Han’da yan yana sıralı dükkanlarda ipekli ürünler vitrinleri süslüyor.
Parke taşlı daracık yollarda iki-üç katlı sarı, beyaz, mavi, mor boyalı cumbalı evleri izleyerek köyün tepelerine doğru çıktık. Evlerin bazıları bakım görmüş ve kurtarılmış, bazılarıysa oldukça kötü durumda. Girişteki yerler dışında köyün üstlerinde de bahçe içinde oturulabilecek yerler var hepsi de tıklım tıklım dolu.
Bütün ara sokaklara gire çıka köyü gezip farklı yoldan tekrar meydana geldiğimizde otobüsün kalkmak üzerine olduğunu görünce aceleyle iki ekmek alıp kendimizi otobüse attık. Otobüs diğer kızık köylerinden hemen yandaki Hamamlıkızık içinde bir tur atıp tekrar şehir yoluna girdi. Gördüğüm kadarıyla diğer kızık köyleri geleneksel evlere fazlaca sahip değil. Sanırım bundan dolayı da içlerinde en ünlüsü Cumalıkızık. Köy dönüşü otobüsten yine Ulu Cami civarında inince şehri gezmeye başlıyoruz.
Balibey Hanı: Eski bir yapının restorasyon görmesinden sonra kültür merkezi olarak açılmış. Kubbeli küçük küçük odaların her birinde hat, ebru, çini, rölyef, tezhip, resim gibi eski el sanatlarından biriyle ilgili eserler sergileniyor.
Balibey Hanı’ndan çıkıp Atatürk Caddesi boyunca yürürken Ulu Cami onun yanında Koza Han, eski belediye binası ve aynı caddeden heykele doğru yürüyünce Bursa Kent Müzesi’ne gidiliyor. İpekböcekçiliğinin merkezi Bursa’da Koza Han’da yan yana sıralı dükkanlarda ipekli ürünler vitrinleri süslüyor.
Biraz dinlendikten sonra o görkemli belediye binasını inceliyoruz..Tarihi Belediye Binası, Atatürk’ün vefatından önce Bursa’da katıldığı son baloda baloyu yarıda kesip orkestraya “sarı zeybek” dediği ve o muhteşem zeybek oyunu oynadığı yermiş..
Caddeden yürüyerek Kent Müzesi’ne gittik. Atatürk heykelinin arkasındaki meydanda yer alan bu müze, çok fazla emek verilmiş, harika bir müze. Açıkçası içeri girerken böyle güzel bir müze olacağını düşünmemiştim. Aklınızda “müze gezmek sıkıcıdır” gibi bir önyargı varsa bunu tamamen yıkacak güzellikte bir müze. 3 katlı müzenin giriş katında (Uygarlıklar Kenti Bursa) geçmişten günümüze Bursa’nın tarihi canlandırmalarla anlatılıyor. Bursa’da ilk ayak izlerinden başlayıp Osmanlı padişahlarının balmumu heykelleriyle o dönemi canlandırıp Kurtuluş Savaşı’nın bitmesine kadarki tarihsel olaylar yer alıyor.Bu arada rehber zamanımız dolduğu söyledi ve eve dönüş yolculuğumuz başladı.
Bursada bu kadar güzel yerler varken zamanın çabuk geçmeside normal sanırım.Bursada benim gezdiğim ve gezemediğim birçok güzel yer daha var sizinde gezip bu güzelikleri görmenizi tafsiye ediyorum.
UĞUR CAN
UĞUR CAN
sitene mouse kodu ekle - Fashion Hairstyles
her hakkı saklıdır - 2010®